ertesi gün, gün doğarken kalkmaktı niyetim ama yorgunluktan bayıldığımız için ancak 9 da uyanabildim ve attım kendim sokağa. zaten ev şansımıza gölün hemen dibindeydi. çok ufak bi yer Como ama gerçekten görülmeye değer. göl kıyısının bir ucunu boydan boya yürüdüm hava mükemmeldi. işte size telefonumla çektiğim bi kaç resim. çok keyifliydi.
Evler şahaneydi. Büyük Ada'ya benzettim biraz Como'yu. İnsanlar sabah erkenden uyanmış sporlarını yapıyolardı. sadece pizza ve makarna yemelerine rağmen incecik olmalarının sırrı bu olsa gerek.
Burda da İtalya'nın çoğu yerinde olduğu gibi bisikletler çok fazla. zaten çok ufak bi il burası o yüzden bisikletle gezmeniz çok kolay ve çok zevkli. Ben de sonunda bi tane aldım, aldım da demeyelim de hediye diyelim. İnsanlar günlük ulaşım aracı olarak kullanıyor artık tabiki heryerde kullanmak mümkün değil maalesef. geçenlerde Roma'da çıktım bisikletle çıkmaz olaydım. tabiki heryeri böyle değil. neyse. Como'yla ilgili anlatacaklarım henüz bitmedi, asıl bayıldığım kısma geçiyorum az sonra.
Soldaki "Bar Lario". kaldığımız ev hemen buranın arkasındaydı. yürüyüşten sonra arkadaşları beklerken, burda cornetto yani bizim bildiğimiz adıyla kruvasan yedim, buranın en iyisiymiş , öyleydi de ve yanında da başlarda hiç sevmediğim ama şimdi bağımlısı olduğum espresso içtim. gerçekten iyiydi. ve yine sağda görebileceğiniz ve Türklerin heryerde olduğunun bir kanıtı olan İstanbul Kebap. ve bu küçücük şehirde 2 tane daha Türk restoranı vardı.
Ve şimdi de en sevdiğim bölüm. füniküler ile yukarılara tırmandığımız anlar. burda bana ev sahibimiz Christopher eşlik etti sağolsun. az biraz yükseklik korkum olduğu için ilk başta biraz tırtsım ama sonra manzarayı görünce..
Burdan sonra biraz susuyorum ve fotoğraflarla devam ediyorum..
ve işte yukardayız. Burası gerçekten mükemmeldi. aşağının aksine kar kaplıydı heryer ama hava çok iyiydi. füniküler gezi amaçlı kullanıldığı gibi, insanların evlerine ulaşmaları için bi ulaşım aracı. biz yukarı çıkarken öğrenciler evlerine dönüyorlardı.
pek kimse yoktu buralarda, zaten çok küçük bi yerdi. çok keyifliydi.
Bu da dönerken çekildiğim bi foto. indikten sonra da sıcak şarap keyfi ile Como'nun süper güneşinin keyfini çıkardık ve sonra Zürih'e geçmek için aslında rotamızda olmayan Lugano'nun yolunu tuttuk.. hiç unutmayacağım ve tekrar gelmek istediğim bi yer olarak hafızama kazındı burası. diğer yazıda (umarım arayı bu kadar açmam) neden Lugano'ya gitmek zorunda kaldığımızı anlatmak istiyorum ve tabiki sonra Zürih. öperim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder